İlk defa bugun izledim ve bu kadar onerilmesine rağmen neden izlemediğime şaşıyorum bu filmi tamam belki tekdüze ve bazen hakikaten sıkıyor. ancak içinde biyere dokunabilen bir film.. Mert Fırat'ında nekadar güzel bir oyunculuk yapabildiğini bu filmde görüyorum. Donup bakınca aslında (incir reçeli tadında olsada) aşkın nasıl birşey olabileceğinide gösteren bir film. cesaretin ne olduğu da apacık öne koyuluyor. simgesel olarak kullanılar ceket farkettirmeden okadar içine işlemişki filmin insan rahatsız olmuyor. Özellikle engelli insanlara acıyarak bakan kültürde. Başka bir yerdende dem vuruluyor. Acımak..umursamamak değil acımak. işte içlerindeki her iki büyük yara.. Bazen bu minnet sevgisi Arkadaşlığın,aşkın,anneliğin,babalığın onune gecerken karşıdakının neler hıssettiğini anlamak zorlaşıyor. Korumak (haddinden fazla), acımak, utanmak gibi hislerin onune gecildiğinde asıl sevgının ortaya cıkısı bu filmde insanın gözüne sokuluyor. bu yapılırkende aynı zamanda ilişkide doğal olmak, duru yaşamak, akıp gitmesine izin vermemek, bunaltmamak, anlamak ve daha birçok kavramda izleyiciye gösteriliyor.
Bunun yanında aynı zamanda zeynep karakterinin iş yoğunluğu. adalet ve hak talepleri filmde unutulmamış. Onur'unda bu mücadeleye bir yerden tutunması, desteği parmak ısırttırıyor. Kadın ve aile dairde ince göndermelerin olduğu filmde birde buna değinerek filmin ana temasından kopmamak zor işken Mert Fırat ve İlksen yazdıkları senaryo ile bu işi bana göre hakkınca yapmışlar.
İnanın daha yazacak çok şey var ama birde iş güç var :)
Demekki nemiş?
Başka dildeymiş aşk..
İYİ SEYİRLER EFENDİM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder